Yorulmadınız değil mi?
Bozcaada yormaz öyle...
Sükuneti sarar böyle tenha günlerde....
"Akvaryum Koyu" denizaltı güzellikleriyle vede sakinliğiyle göz kamaştırıcı...
El değmemiş "henüz"... Ve de değmemesini ümit ediyorum...
Denizgözlüğünüzü takın ve bir balığın peşine takılın...
Bakalım nerelere götürecek o küçük balık sizi...
Paşam keşifte her zamanki gibi...
Buranın denizi ayazmaya göre biraz daha sıcak...
Tabi bu rüzgarın yönüne göre değişebiliyor...
Sahil şeridinden dolaştık adayı...
Her köşesi ayrı bir güzel...
Hatta kekik bile topladık...
Mis gibi kokusunu çeke çeke.....
Artık sokakları gezme zamanı....
Aynı binalara her seferinde tekrar tekrar hayran kalınır mı ?
Her kapıda farklı hayaller kurabilir mi insan...
Bir gün....
Evet bir gün....
Hani şu baykuşlu numara gibi....
Kapımın kenarında Şebonun evi de yazarmı ki....
Hatta belki de bir not "Kahvem var en sohbetlisinden" diye....
Kimbilir....
İlk siz davetlisiniz ama kahveye unutmayın ;)
Arnavut kaldırımlarında seke seke...
Sardunyaların, hanımellerinin kokusunu çeke çeke...
Yürüyelim olur mu?
Hepsi el emeği, göz nuru tezgahtakilerin...
Hepsi ince ince işlenmiş...
Renkli gözlü kargası meşhur adanın birde...
Şarabı, tabiki üzümü...
Çiçek Pastahanesinin bademli sakızlı kurabiyeleri...
Her sokak ayrı hikaye....
Akşamları hareket beklemeyin buralarda...
cıscıstakdatak yok....
Ama sıcacık sohbetler var....
Keyifli kahkahalar....
Ilık bir rüzgar....
Rengarenk insanlar var...
Ahhhhh Bozcaada ahhhh...
Şen aşkın ayrı bir halisin....