Çok seneler oldu memleketten çıkalı...
İlk tayin yerimiz Malatya'ydı...
Gurbetçi derlerdi oralı olmayanlara....
Bizde öyleydik işte "gurbetçi"....
Sonra emekli oldu annemle babam... Ama dönemedik memlekete...
Küçük kentlerde yaşamaya alışınca Ankara'ya dönmek istemediler bizimkiler...
Eş-dost-alışkanlıklar-kolaylıklar derken Balıkesir'li olduk çıktık...
Çekirdek aileydik...
Yetiyorduk birbirimize...
Eş-dost sağolsun derlerdi hep bizimkiler :)
Annemin en çok bayramlarda içi ezilirdi... Çoğunlukla da giderdik bu sebeple Ankara'ya...
Kalabalık olunca bayramın tadı çıkıyordu ne de olsa...
Gitmesek de diyorum ya çekirdek aile mutluyduk biz....
Sonra bir gün kardeşimi Amerika'ya yolladık...
Gönlümüzün bir parçası da onunla gitti...
Yokluğuna alışmadık alışmasına da var gibi yapabildik... Teknoloji sağolsun, uzağı yakın etti hep...
Avuttuk kendimizi bir nebze...
Ama babamı kaybettikten sonra bayramlar hiç eskisi gibi olmadı bizim için...
Anneciğimle kaldık baş başa...
Körler sağırlar birbirini ağırlar misali birbirimizin gönlünü hoş etmeye çalıştık...
Kimi zaman kalabalığa karıştık, kimi zaman dağa bayıra denize vurduk..
Kimi zaman akraba-eş-dost dedik, kimi zaman çekirdek yalnızlığı seçtik...
Hep aynı düğüm düğüm boğazla ama...
Sonuç hiç değişmedi, hisler de....
Hep aynı yokluk, hep aynı özlem...
Annem... O'nun yanımda olmadığı bir bayramı düşünmek bile istemiyorum... İki kat yokluğa katlanamam gibi geliyor...
Başımdan eksik olmasın...
Biz annemle avuttuk bir nebze kendimizi birbirimizle, en çok da Oytun'la...
Ya kardeşim ne yaptı kilometrelerce uzakta...
O nasıl avuttu kendini...
Bu bayram aklımdan hiç gitmedi...
Koskoca boşluk yüreğimde, aklımda...
Bilemedim işte...
Ben bunları niye mi anlattım...
Bilemedim bak bunu da...
Sağ ve salim iken yanımızdakilere sarılmayı unutmayalım...
Sıkı sıkı sarılıp her günümüzü bayram etmeyi de...
İşin özü bu galiba...
Mutlu haftalar....