Başka şeyler yazacaktım aslında...
Yazdım, sildim, yazdım, sildim...
Kelimeleri toparlayamadım...
Belki sonra kafamı toparlarım, yazabilirim...
Bilemiyorum..
Hazır yazı yazmaya karar vermişken bari güzel bir kitap paylaşayım dedim...
Okumak isteyenlere naçizane bir tavsiye...
İlk "Deli Kadın Hikayeleri" ile tanıştım Mine Söğütle...
Ama iyiki de tanışmışım...
Bu kitapla birlikte evet ben artık Mine Söğüt hayranı oldum diyebilirim :)
Beş Sevim Apartmanı aslında yazarın ilk kitabı.. Bir röportajında okumuştum, bu romanı kaleme alana kadar tek bir hikaye yazmışlığı bile yokmuş...
Dolayısıyla daha acemice beklemiştim bu kitabı... Beklentimin üstünde çıktığından dolayı çok ama çok mutluyum...
Aslında bir solukta okunacak bir kitap... Ama yine ben öyle yapmadım...
Pürtelaş Sokağı'na girdim usulca... İsmini çok sevdim bi kere bu sokağın...
Dolaştım usulca...
Sonra beş Sevim Apartmanının önüne geldim...
Pencereleri seyrettim...
Rengarenk pencereleri...
"Pencerelerin öyküleri yaşamın tüm sırlarını içinde saklar"
dediler bana...
Kendi pencerelerimi düşündüm gözlerimi kapatıp.. Perdelerimi hiç açmadığımı düşündüm... Bundan sonra açmaya karar verdim... Dışa açık bedenime rağmen neden evim dışa kapalıydı ki...
Doktor Samimi geldi sonra yanıma... Bana hikayesini anlattı...
İlginç cinperili hikayesini... Onlara nasıl sığındığını....
İlk başta ürktüm...
Alıştırdı hemen beni onlara...
Ama onlardan kurtulmak istiyordu...
Planını anlattı yavaş yavaş...
" Olduğuna inanmadığınız bir şeyi yok edemezsiniz. Ama bir şeyin varlığını zedelemek istiyorsanız ona olan inancı yok ederek işe başlayabilirsiniz " dedi...
Beş Sevim Apartmanının sakinleri ile tanıştım sonra sırayla...
Apartmanın 1. katında Oğuz vardı... 2. katta Yeşim, 3. katta Yusuf, 4. katta Elif, 5. katta Melike...
Hepsinin hikayesi farklıydı, yalnızlıkları da..
Ortak noktaları rengarenk perdeli pencerelerinden Pürtelaş sokağının daracık çıkmazından, ufacık görünen denizi izlemek... Hep aynı saatlerde, hep aynı bekleyişle, hep aynı telaşla... VE CİNPERİLERİYLE.... Cinperileriyle kimsesizlerdi...
5 ayrı yaşam hikayesi Doktor Samimi' nin hikayesiyle buluştu...
Hafızamda ürkütücü ama bir o kadar da güzel izler bıraktılar...
Şayet hiç tanışmadıysanız yazarla bu kitapla tanışabilirsiniz... Ben çok sevdim kendisini... Sizler de seveceksiniz eminim...
Şimdilerde acıyla bağıran bir kedi duyduğumda ürküyorum, ama olsun...
Selam veriyorum usulca içimden Beş Sevim Apartmanına...
"Belki mucizelere inanmak hasra ruhların en iyi ilacıdır; ama mucizelere kanmak kimi zaman ölümcül bir hastalıktır"
Hoşça ve dostça kalın...