"Asla unutmak istemediğin anın...."
O kadar çok var ki.....
Bir yaz günü.... Annemle kardeşim yazlıkta... Biz babamla Balıkesir'de kalmışız... Babam emekli olmuş ama meyhane açmış bir arkadaşıyla... Takılıyor işte... Ben de çalıştığımdan gidemiyorum yazlığa...
Hava yapış yapış.... Muhtemelen Temmuz falan...
Küçücük bir balkonumuz var iki sandalye bir küçük sehpa zor sığan... Normalde kullanmıyoruz aslında...
Babam kapatmış dükkanı hafif çakır keyif... Gelirken bir de 35 lik getirmiş yanında...
Eve gelince hadi Şebnem balkona birşeyler hazırla diyor...
Biraz kavun, biraz peynir, belki karpuz falan... Bolca buz ama...
O ufacık balkona o ufacık sehpayı koyup hazırlıyorum birşeyler...
Hadi diyor kendine de al gel bir bardak....
Hemen getiriyorum hiç ikiletmeden...
Sonra sabah kızılıyla aydınlanıyor gece...
Biz anlamamışız konuşmaktan zamanın nasıl geçtiğini...
O sohbetin güzelliği.... SICACIK ♥
Yine bir yaz günü....
Annem Mersine gitmiş bizden önce... Kuzenimin düğünü var... Hazırlıklar için gitmiş...
Çok yakın bir aile dostumuzun kızının (ki kardeşimiz gibi) düğününe kalmışız biz...
Onlarla birlikte Eskişehir'e düğüne gideceğiz...
Annem sıkı sıkı tembihlemiş...
Ben yine çalışıyorum, kardeşim daha üniversite öğrencisi...
Sabah erken yola çıkacaksınız, herşeyinizi önceden hazırlayın diye...
Bizim gece 12 de aklımıza geliyor kıyafetlermizi hazırlamak...
KardeşimİN çok güzel kahverengi bir elbisesi var, onu giyecek...
Aaaaaa önünde kocaman bir leke...
Dur diyorum ben yıkarım önünü hemen geçer....
Yıkıyorum, saç kurutma makinasıyla kurutuyoruz... Sabah 5'te yola çıkacağız...
Oluyor mu sana sudan leke, kapkara....
Öyle yapıyoruz, böyle yapıyoruz...
Yok olmuyor...
Ama bir yandan da gülüyoruz, sinirler bozulmuş....
Başka elbisesi var ama onu giymek istiyor bizimki...
Yok leke her çözüm denemesinde büyüyor... Tümüyle yıkamaya vakit yok...
Offff diyip giriyoruz annemlerin yatağına iki kız kardeş...
Kahkahalarla gülüyoruz... Kıkır kıkır...
Annem olsaydı diyoruz gülüyoruz...
Yumurta kapıya gelmeden ne zaman iş yapacağız diyoruz gülüyoruz....
O kahkahaların güzelliği..... SICACIK ♥
Yine bir yaz günü....
Babam kanser, Ankara'dalar annemle ve oğlumla...
Oğluma annem bakıyor çünkü...
Giderlerken yanlarında götürdüler...
Bakacak insanım yok, para da yok bakıcı tutmaya...
Teyzem annem nöbetleşe bakıyorlar...
1,5 yaşlarında Oytun...
Çalışıyorum... Her hafta sonu Ankara'ya gidiyorum hem oğlumu hem babamla annemi görmeye...
Kardeşim Amerika'dan gelmiş o günlerde...
Babam yazlığa gitmek istiyorum diyor...
Nasıl gideceğiz diye annem kara kara düşünüyor...
Ben bir hafta önceden oğlumu alıp Balıkesir'e geliyorum o hafta sonu...
Onlarda bir hafta sonra gelecekler...
Oytun'la işyerinde birlikte çalışıyoruz o hafta...
Cuma işten biraz erken çıkıp yazlığa gidiyorum...
Evi temizlemek lazım, babam gelecek ertesi gün...
Ben temizlik yaparken o ortalıkta geziniyor... Oynuyor...
Sokak kapısının o tarafa doğru arabasını sürüyor vvvuuuuuu diye...
Birden kapı çalınıyor...
Oytun çok korkuyor....
Bende hemen koridordayım... Aslında ben de irkiliyorum gece çalan kapıdan...
Anniiii diye koşup sarılıyor boynuma...
Bende ona....
Bırakmıyor boynumu...
Ben de bırakmıyorum.... Sakinleştiriyorum...
Komşu gelmiş sadece...
Ama yine bırakmıyor sarılmayı...
İşte o sarılmanın güzelliği.... SICACIK ♥