Unutmadan bu filmleri yazıyım dedim, ama bu posta başladığımda sabah 10:00 du ve bitirme saatim şimdi bakıyorum 16:20...
Uzun sürdüğüne göre destan yazdın demek ki demeyin açık olan ekrana boşluklarda iki satır attım :)
Hedefimde 2 tane daha film yazmak vardı, başka bahara artık...
İşlerin arasında film yazmak zor oluyormuş, bunu da böylece anlamış oldum :))
Öpüldünüz ♥
BFG (2016)
Bu film Oytun'un seçkilerinden... Hoş benim de listemdeydi gerçi ama Oytun söylemeseydi daha ne kadar beklerdi hiç bir fikrim yok :)
Bir Roald Dahl uyarlaması.... Ve ben bunu filmi izlemeye başladığımda öğrendiğimde tüüü Şebo sana dedim :/
Geçen sene Sevgili Esra'nın tavsiyesiyle kitaplarından bazılarını Oytun'la beraber çok severek okumuştuk. Oytun Roald Dahl ismini görünce anne biz bu kitabı okumamışız diye baya bir hayıflandı ama daha sonra okuruz artık demekten başka seçeneğimiz kalmamıştı. Filmi gördüğümde bu ayrıntıyı kaçırmasaydım keşke :/
Sophie (Ruby Barnhill) bir yetimhanede kalmakta ve geceleri uyuyamamaktadır. Yine bir gece gezinirken dışarıdan sesler duyar ve koca bir dev görür sokakta... Korkar saklanır hemen ama dev onun kendisini gördüğünü fark etmiştir bile... Büyük Sevimli Devin küçük Sophie'yi kendi dünyasına götürmek için yanına almaktan başka çaresi yoktur artık... Kendi dünyasında Büyük Sevimli Devden daha büyük, daha acımasız ve daha korkunç devler de vardır üstelik...
Filmimiz bu şekilde başlıyor, gerisini anlatmıyorum ve izleyin diyorum sadece :)))
Bu arada söylemeyi unutuyordum bu filmin yönetmeni Steven Spielberg... Hal böyle olunca çocukluğumdan E.T. geldi aklıma... Ki zannederim filmi izleyen herkeste aynı his uyanmış. Tabi ki yaşdaşlarımdan bahsediyorum ahahahaaa :) Yoksa bizim ergenlerin E.T. gibi bir hayal kahramanları yok :)) Hakikaten bak şimdi aklıma geldi, ben Oytun'la E.T. izleyeyim bir ara ;)
Devin mimiklerini izlerken çok sevimli bulmuştum ve sürekli kaşını gözünü takip etmiştim. Bunun neden olduğunu da filmi izleyip bitirdikten sonra oyunculara baktığımda anladım :)) Casuslar Köprüsü filminde yine mimiklerine hayran kaldığım Mark Rylance :))) Bulmuşum adamımı yani :))
Filmde aslında sevdiklerimiz çok fazla, anlatmakla bitmez...
Ama dev sodası içeceği bizi kahkahalara boğan şeylerden sadece biri :)
Ahhhh o baloncuklar :)))
Sevmediğim tek şey ise sonlardaki asker sahneleriydi... Helikopterler falan pek bir yavan, hayal gücünden noksandı... Kitapta da öyle miydi bilemiyorum ama Dahl bunu çok güzel bağlamıştır bence kitapta dedim içimden...
Neyse bu film hakkında anlatacaklarım bitmez benim....
Sonuç olarak diyorum ki ben biz bu filmi OLDUKÇAA SEVDDİİİKKKKK :) Alın çocuklarınızı yanınıza hep birlikte keyifle izleyin diyorum... İzleyince de bana nasıl bulduğunuzu anlatmayı unutmayın ;)
CANAVARIN ÇAĞRISI (2016)
Yine bir Oytun seçkisi :)
Canavar lafına kanan Oytun'un annesine açık ara bir dram hediyesi de diyebiliriz.
Filmin konusunu özetleyecek olursam;
Conor (Lewis MacDougall) henüz 12 yaşında annesi ile yaşamakta ve annesinin de kanser olması sebebiyle ağır bir travma yaşamaktadır. Aynı zamanda okulda arkadaşları tarafından darp edilmekte, annesi hastanedeyken sevmediği anneannesine katlanmak zorunda kalmakta ve kendisine yeni bir hayat kuran babasının boşluğunu hissetmektedir. Yaşamının tek sığınağı çizdiği resimlerdir. Ve bir gece resim çizdiği sırada bir ağaç canavara dönüşmüş, Conor'a ona 3 hikaye anlatacağını söylemiştir. Karşılığında Conor'dan kendi hikayesini istemektedir....
Animasyonlarla desteklenmiş film bizi farklı bir dünyaya sürüklüyor adeta... Conor'un hayallerine...
Fantastik bir dram diyebilirim bu sebeple filme ... Hatta ve hatta fantastik öğeler dramı biraz hafifletmiş, acı katmanlarını azaltmış da diyebilirim..
Conor karakteriyle Lewis MacDougall filmi almış, kucaklamış ve götürmüş... Bir çocuktan beklenmeyecek bir performans... Bu harika çocuklar beni şaşırtmaya devam ediyorlar. Bir de anneannemiz var tabi ki Sigourney Weaver... Oldukça başarılıydı... Hele anneanne torunun birlikte olan son sahneleri beni benden aldı...
Canavarın anlatmış olduğu hikayeleri tabi ki oldukça çok sevdim... Birbirini tamamlayan, kendiyle yüzleşmesini sağlayan... Sırf o mesajları için bile bir daha izleyebilirim filmi...
Oytun için bu film biraz ağırdı aslında, fantastik öğeler olmasa izlemekte zorlanabilirdi.... 14-15 yaştan sonra daha rahat izlenebilir diye düşünüyorum ben...
Dram severler için oldukça sürprizli bir film... Fantastik severler için de oldukça duygusal katmanlı...
Bıdı bıdı anlatabileceğim o kadar çok şey var ki, ama yüzeysel geçemiyorum... Yüzeysel geçemediğim için de ciddi bir spoiler verme tehlikem var :) O yüzden lafı burada keselim...
Sonuç olarak ben bu filmi ÇOOOKKKK SEEEEVVDDDİİMMMM ve izlemenizi kesinlikle tavsiye ederim...