Bugün itibariyle taş devrine girişi sağladık. Tuşlu telefon hayatımıza yeniden girdi...
Bu durum aslında çok hoşuma giden bir durum değil, bakmayın sürekli makaraya aldığıma..
Keşke otokontrol meselesinde başarılı olunabilseydi, bağımlılıklar kontrol edilebilseydi de bu mevzu pazarlık konusu olmasaydı.
Ama oldu....
Bu konuda biraz vicdan savaşı yapsam da kendimle, annelik müessesesinde hayati bir dönemeci ah keşke modunda kapatmamak için bu gayretim... Kendim için değil onun için verdiğim bir gayret...
Bazen yaş büyüyor, boy büyüyor, laflar büyüyor da o başta esen kavak yellerinin tatlı boş vermişliği 30lu yaşlarda ayağına dolanıyor insanın...
Bu nesil gençliği suçlamıyorum aslında... Bizim zamanımızda diye başlayan büyük laflara da hiç gerek yok... Bizim zamanımız böyle değildi... Uyaranımız sadece insan mevzusuydu ki sadece elimizin ulaşabildiği kişilerle alakalıydı... Ama şimdi avucumuzun içindeki ufacık bir alet dünyanın bir ucundaki bir hayatla etkileşim haline sokuyor bizi... O alet elimizdeyken zaman kavramı yitip gidiyor, sanki dünya durmuş gibi ama bir bakıyorsun göz açıp kapama hadisesinde gün tükenmiş... Zamanın değerli olduğu bir dönemi kırık çıkıksız atlattırmaya çalışma gayesi işte benimki...
Bu durum ne kadar bir pazarlık sonucu kabullenilmiş olsa da hayata geçtiğinde can sıkıcı tabii ki...
Bugün telefonsuzluğu yeğledi okula giderken...
Aslında bir sınır sınama mevzuydu, farkındayım...
Onunla iletişim sağlayamayacağım diye gerilmemi, gerilince de geri adım atmamı bekledi ve birkaç gün daha bunun için uğraşacak... Okuldan bilerek geç kalacak yanıma... Ya da bir şey oldu ama ben sana haber veremedim tüh diyecek... Ama aldım gardımı... Adımlarımı yerine çiviledim... Endişe katsayıma yenik düşmeyeceğim...
Oytun aslında hep böyleydi... Kendi çıkarları için zorlamayı sever... Nereye kadar esneklik var bilmek ister ki bunu gerektiğinde kullanabilsin... Bunu zaman zaman da farklı olaylarda tekrar tekrar dener...
Rutin bir sınama ve sınanma hali bizdeki...
Ama hala tek anlamadığı şey, buna göstereceği eforu başka bir şeye harcasa emeğinin karşılığını alacağıdır... Sınandıkça duvarlarım kalınlaşıyor, bunun farkına varamadı henüz...
Bir soğuk savaş halinin en ateşli dönemindeyim anlayacağınız....
Eda Baba - Mert Erşahin / Bazı Şeyler