İNCİR REÇELİ 1 / 2 ( 2010 / 2014 )
Bir zamanlar bu filmi izleyemeyeni dövüyorlardı...
Ben çok dayak yedim bu yüzden :)))
Hatta itiraf ediyorum İsyan şarkısı bu filmle patlamış, bunu da yeni öğreniyorum ahhaaaa :))
Nasıl bir asosyallik yaşıyorsam o günlerde, izlemediğim gibi konuşmamışımda...
Muhtemelen ben kimseye aaa o filmi ben izlemedim diyemedim :)))
Eeeee haliyle birincisini izlemeyen ikincisini hiç izleyemez...
Neyse ki dayak yemekten kurtuldum ve filmleri bir çırpıda hemde peşpeşe izledim :)
Devam filmlerinin peşpeşe izlenmemesi gerektiğini bir kez daha anlamış bulunmaktayım bu arada...
Birbirinin içine soktum iki filmi de :))
Tabi ne kadar böğürdüğümü siz tahmin edin...
Öyle konudan falan bahsetmeyeceğim...
İzleyen izledi zaten... İzlemeyen de benim gibi kesin biliyordur konusunu :))
2. filmdeki dövmelere hasta oldum yalnız... Yaşayan dövmeler sanki... Hala bir dövmemi yaptırsam acaba diye düşünmekten alıkoyamıyorum kendimi...
İlk filmdeki Sezai Paracıkoğlu ikinci filmde olmuş Halil Sezai Paracıkoğlu :)) Şimdi afişleri yanyana koyunca fark ettim...
İki filmde de oynayan kapıcı Cemil'e bayıldım ama :))
Kıyamam ben ona :)
Şarkıların şahane olduğunu söylememe hiç gerek yok herhalde ;)
İlk filmdeki kızı daha çok sevdim... Daha romantik film tadında herşeyiyle... 2. filmdeki kız daha erkeksi.. Baya bi alışamadım o haline onun... Filmleri peşpeşe izlememin de etkisi var tabiki...
Sonuç olarak ağlak filmler kategorisinde ben bu filmleri SEVDİMMMMM....
ATLI KARINCA (2010)
İç acıtan bir film...
Anne falan olmamla alakası yok.... Bu film herkesin içini acıtır...
Konuşmaya bile korktuğumuz aile içi cinsel istismar üzerine kurulmuş bir film...
Çok ince ince işleyerek, abartmadan, sessiz sessiz anlatılmış bir konu....
Filmde en büyük yükü küçük kızımız Sevgi (Zeynep Oral) üstlenmiş ve gerçekten şahane bir performans sergilemiş... Anne Sevil (Nergis Öztürk) 'de keza öyle...
Filmi peşpeşe 2 defa izledim... Filmin konusuyla alakalı daha önce birşey okumadığımdan dolayı filmin başlarındaki bazı ipuçlarını kaçırdığımı farkettim... Sanki bu olayın sebebi olabilirmiş gibi bir sebep aradım, çokça da hırpaladım hatta kendimi...
Aile yapısını sorguladım... Baba Erdem (Mert Fırat) 'i inceledim bolca...
Gördüğümüzle, arkasındaki acı gerçeklerin ne kadar farklı olduğu acı bir tokat gibi işlenmiş filmde...
Yaşamları nasıl da normal gibi aslında...
Gibi ama işte...
İlk bölüm daha ağır aksak gidiyor, yarısından sonra daha hızlı işleniyor konu...
Son çarpıcı...
Ama konunun kendisi ağır... Diyorum ya canım acıdı film boyunca...
Eğer şu ana kadar izlemediyseniz mutlaka ve mutlaka izleyin...
Bırakın içiniz acısın...
Aile içi istismar bırakın tokat gibi çarpsın yüzünüze...
Konusu ne kadar ürkütücü olursa olsun ben bu filmi ÇOKKK SEVDİMMMM....
BENİM DÜNYAM (2013)
Uğur Yücel'i severim... Oyunculuğunu ilk Eşkiya filminde sevmiştim... Sonrası geldi hep.. Bu filmde de beni yanıltmadı... Oynadığı rolün hakkını vermiş yine...
Hepsi ayrı ayrı iyi ancak Ela'nın çocukluğunu canlandıran küçük kızımız var ki (Melis Mutluç) acaba gerçekten görmüyor mu dedirten cinsten oyunculuğu... Belki de yaşının daha küçük olmasından gösterdiği performans daha da göz kamaştırıyor....
Film Hint "Black" filminin uyarlamasıymış... Hatta Black filmi de pedagog ABD'li Helen Keller'in yaşamından uyarlama... İlginç bir hayat... Okumak isterseniz burada yaşamın bazı önemli öğeleri var.
2 yaşında geçirdiği ağır bir hastalıktan dolayı kör ve sağır olan Ela (Beren saat) ' nı hayatına annesinin diretmesiyle Mahir Hoca (Uğur Yücel) giriyor... Ve ilginç bir yaşarken öğrenme öyküsü içerisinde buluyorsunuz kendinizi... Çok fazla acitasyona girmeden dengeli bir dil kullanılmış filmde.... Aslına bakarsanız iki kişinin öyküsü var filmde... Zira ilerleyen dönemlerde Mahir Hocada alzheimer hastası oluyor...
İçiçe işlenmiş duygusal bir film... Ağlamak kaçınılmaz filmde...
Uyarlama filmi izlemediğim için karşılaştırma imkanım yok. İlk fırsatta o filmi de izleyeceğim. "Black" filminin daha başarılı olduğunu okumuştum bikaç arkadaşımda... İzlediğimde yapabilirim ancak karşılaştırmayı... Hatta Helen Keller'in hayatını anlatan bir belgesel de yapılmış. Bulabilirsem onu da izlemek istiyorum. Konu beni çok etkiledi çünkü...
Sonuç olarak ben bu filmi SEVDİMMMM ve dram severlere kesinlikle tavsiyemdir....
BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ (2015)
İlksen Başarır filmlerini seveceğim galiba... Atlı Karınca gibi bu filmde İlksen başarır ve Mert Fırat'a ait...
Hatta buraya not ediyim ; Başka Dilde Aşk ve Erkek Tarafı izlemediğim filmleri...
Atlı Karınca gibi çok vurucu bir hikayesi yok... Ama ismi gibi masalsı anlatımı hoş bir his bırakıyor...
Anaokulu öğretmeni olarak karşımıza çıkan Nehir (Melisa Sözen) oldukça duygusal bir karakter... Yaşadığı aşkın neşesini de kederini de hissettiriyor..
Filmde beni en etkileyen sahneler büyüklere masal anlatılan kısımlar... Sonradan araştırdım, hikaye anlatıcısı Judith Malika Liberman oynamış bu sahnelerde... Bir ara bunu da araştırıp anlattığı masallar varsa dinlemek istiyorum... Gerçekten çok etkileyiciydi. Kayda değer bir yayın bulursam sizinle de paylaşırım mutlaka....
Mert Fırat sorunlu aşık Ozan karakteri ile yine hoş... Şimdiye kadar sadece izlediğim Gece filmindeki halini sevmemiştim galiba... Kendi sesi ile seslendirmiş filmde söylediği şarkıları... Albümü çıksa alırım kesin :) Evet ben Mert Fırat'ı da seviyorum :)))
Hafif konusu ile çıtır çerezlik bir film...
Yine diyorum ki ben bu romantik filmi de SEVDİMMMMM...