THE WIZARD OF LIES / YALANLAR BÜYÜCÜSÜ (2017)
Evet bir Robert De Niro filmiyle Limonata Tadında Film Maratonunu taçlandırıyoruz. Filme başlarken konusu ile ilgili hiçbir fikrim yoktu... Karşıma gerçek bir yaşam öyküsü çıktı... Hem de öyle böyle değil :)
Zamanın en büyük dolandırıcılarından Bernie Madoff (Robert De Niro) 'un hayat hikayesinin sadece tutuklandığı dönemden sonraki dönemini anlatıyor. Ailesinin nasıl etkilendiğini, sebeplerini sonuçlarını gayet net bir şekilde aktarmış... Karısı Ruth 'u da Michelle Pfeiffer oynamış ve aslında gayet de güzel bir cast çalışması olmuş bence...
Bu fotoğraf da düşündüklerimi doğrular nitelikte... Olmuş değil mi sizce de 😉
Yazımın bundan sonraki bölümünde ufak SPOILER kırıntıları bulabilirsiniz.... Gerçek yaşam hikayesinden birebir uyarlama olması sebebi ile çok da kasmama gerek yok sanırım... Ama yine de aramızda bu durumdan hoşlanmayanlar var, baştan yazmak istedim...
Adam eski bir yatırımcı, borsacı ve hatta bu işin en güvenilirlerinden... Devasa bir şirket söz konusu... İki oğlu var ama çok bulaştırmamış bu şirket işlerine onları... Şirkette çalışmalarına rağmen olanlardan bir haberler.... Nasıl olur demeyin... Babaları bir deha olunca oluyor işte 😂😂
Bu saadet zinciri olayı 1-2 senelik bir süreçte değil aslında yanılmıyorsam 10 yılı aşkın bir zamandır devam ediyor... Kendisi ve kara kutusu bir adamı haricinde kimse hissetmemiş bu işi, bırak hissetmeyi şüphelenmemişler bile.... Adam açıklamasa öğrenecekleri de yok zaten... Evet yanlış duymadınız adam kendisi açıklıyor ailesine... Hepsi şok tabi ki... Adam o gece de yine bir ihbarla tutuklanıyor... İhbar eden kim bilin bakalım... Tabi ki söylemeyeceğim bunu :))) Spoiler kırıntısı dedik, dibine vuracağız demedik di mi ;)
Madoff tutuklanıyor, saadet zinciri çöküyor, aile darmadağın oluyor... Yaşanan onca şeye karşın Madoff'un sakinliği baş döndürücü şekilde asabımı bozuyor... Ruth çocuklarıyla eşi arasında kalıyor... Ve en çok da o kadına üzüldüm ben işin açıkçası... Sinir krizi sürecinden geçtikten sonra elinden geldiğince eşine destek de olmaya çalışıyor aslında... Ama onun da bir sınırı var tabiki.... Onu da filmi izleyince anlayacaksınız...
Bir ara Ruth kendini sorguluyor hatta... Belki de hayatında ilk defa kendine ihtiyacı var ama hiç kendi benliğini ve kimliğini ortaya koymamış ki... Eş olmuş, anne olmuş, belki başka şeyler de olmuş ama hep kendi hayatını yok saymış... Ve bir gün sahip oldukları elinden kayıp gidiyor... Yok olanlarla birlikte kendini de kaybediyor aslında... Bu kısım filmin sevdiğim yerlerindendi... Güzel bir sahneydi..
Çocuklar belli bir zaman geçtikten sonra aradaki bağı kaybediyorlar... Belki de birbirlerine ağır geliyorlar... İkinci üzüldüğüm konu da buydu işte... Ama bizdeki aile bağı anlayışları ile onların yaşam şekilleri çok farklı tabi ki... Keşke birbirlerinin yarlarını sarmaya çalışsalardı...
Filmi izlerken elimde olmadan bizde gelişen olaylar geldi aklıma.... Madoff'un yapmış olduğu iş ortaya çıkınca Amerika'da yer yerinden oynamış... Hatta adam suçunu direkt kabul ederek yargılanmamak bile istemiş... Fakat bu suçu işlediysen halka açık olarak yargılanacaksın demişler ve adamı en ağır cezaya çarptırmışlar... Bir de kalkmış bunun filmini çekmişler.... Biz de sosyal medya köşelerinde yapılan haksızlıkları, hilekarları konuşmaya çalıştıkça suçlanalım... Bırak yargılamayı biz suçlayamıyoruz bile... Neyse efenim bu konuya çok girmeyeyim ben ama insan düşünmeden de edemiyor işte...
Ülke trajedisinin sonuçlarından çok aile trajedisini işleyen bu film evet bir sinema harikası değil belki... Hatta bazı yerlerde sıkıldım da açıkçası ama yine de seyredilmeye değer bir film olduğunu düşünüyorum... Adalet sisteminin ne olduğunu hatırlamak için en azından....
Sonuç olarak benim için EEEEEEHHHHHHHHHH İİİŞŞŞTTEEEEEE kategorisinde olsa da izlemenizi tavsiye ediyorum efenim....
Mutlu hafta sonları diliyorum herkese... Hatta bayram tatiline hafta sonunu da ekleyenlere de şimdiden iyi bayramlar... Yolllarda aman dikkatli olun ♥